30 Mayıs 2011 Pazartesi

TUANA isminin anlamı

Tuana, pek çok bebek isimleri sözlüğünde "Cennete düşen ilk yağmur damlası." şeklindeki tanımıyla karşımıza çıkıyor. Ancak işin aslı gerçekte böyle değil.

Kelimeyi biraz araştırınca gerçek bilgiye ulaşmak hiç de zor değil. İsimin yazılışı aslında Tuana da değil, son şekli TDK'da (http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/AdArama.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF0BF5B4755D05B9EB) Tuvana şeklinde geçiyor. Biz biraz daha ilerlettik gerçi kızımıza v'siz şeklini yani Tuana'yı koyduk. :) Anlamı ise, gerek tdk'nın sözlüğünde gerekse Osmanlıca-Türkçe sözlüklerde "güçlü, kuvvetli" şeklinde yer alıyor. Bu anlamı itibariyle diyebiliriz ki sadece kızlara değil, erkeklere de konulası bir isim görüntüsünde.

Farsça kökenli olan isim Tuvana'dan önce, Tüvana ve Tevana şekillerindeymiş. Zaman içerisinde günümüzdeki haline gelmiş, diyebiliriz.

Araştırmayı biraz daha derinleştirirsek ismin M Ö 7000 yıllarında bugün Niğde ili, Bor ilçesine bağlı Kemerhisar'ı kasabasında hüküm sürmüş Tyana Krallığından geldiğini bile söyleyebiliriz. Nitekim Tyana dışında Tuvanuva ve Tavanna isimleri de kullanılan diğer isimler olarak karşımıza çıkmakta. Ayrıntılı bilgiyi http://www.-tyanafm.de.tl/Kemerhisar%26%23305%3Bn-Tarihi.htm adresinden okuyabilirsiniz.

Pekçok kişinin işte kızına belki de ilahî duygularla koyduğu ismin gerçek anlamı bu :) belki hayal kırıklığı yaratmış olabilirim sizde, ama çocuğunuza koyduğunuz ismin gerçekten ne anlama geldiğini en başta onun bilmek hakkıdır değil mi?

29 Mayıs 2011 Pazar

Bebekler için bizce gerekliler

Aklıma ilk gelen, en olmazsa olmaz Ameda Lactaline Elektrikli Pilli Süt Pompası ( Çiftli ).... gerçekten çok başarılı bir ürün.



Weewell biberon ısıtma makinesi, yani uzun süre kullanabileceğiniz bir makine.. en azından biz 1 yaşımıza geldik hala kullanıyoruz.




Bebek telsizi, olmazsa olmazlardan, ama cızırtı yapmayanlarından olması en büyük özellik olmalı. Biz bu yukarıdaki Philps Avent'in turuncu renkli olanından kullanıyoruz. Çok başarılı bir ürün...



Biberon olarak Dr. Browns çok başarılı. Bebeğin hava yutmasını engelleyen sistemi ile tek...

Bebekler için bizce gereksizler

Dünyaya gelen ilk çocuğumuzsa, ona herbir şeyi almak istiyoruz. Sonra geriye dönüp bakınca "yaa şunu da almasaydık be kardeşim!" demekten kendimizi alıkoyamıyoruz. En azından ben aldığımız bazı şeylerde öyle dedim. Hııı bazılarında "yaa bunsuz napardık yaaf, iyi ki de almışız." da dediğim az olmadı hani. Bir de şu var tabi, her bebek nevi şahsına münhasırdır, bizimkinde kullanılmayan bir "şey" sizin bebekte kullanılabilir.

Bizim alıp da birgün olsun kullanmadığımız, chicco'nun iyonizerli soğuk hava makinesi, dolabın içini doldurma görevini yaklaşık bir buçuk yıldır çok iyi yapıyor :) yani ondan daha iyi yapanını henüz görmedim :)

Bunun dışında yine chicco'nun at kuyruğu kılı mıdır nedir, işte ondan yapılmış saç fırçasını sanıyorum iki kere kullanmışızdır. Şu an o iğrenç kokulu fırçanın nerede olduğunu bile bilmiyorum. Siz siz olun, bebeğinizin saçını at kılından yapılmış bir fırçayla sakın taramayın. püf...

Nuby bebe'nin miydi neydi, burun aspratörü, ilaç damlalığı ve bilumum ıvır zıvıratının olduğu bir paket... Bir bebeğin burnundaki sümüğü almanın bence en pratik yolu, minik bir kağıt peçeteyi bebeğin burnuna girecek kadar dürüp büküp hafifçe burnuna sokup saat yönünde çevirmek (aksi yönde de çevirebilirsiniz :p ) sonra da sümüklü peçeteyi geri almak :) yani o aspratörü burnuna sokmaya çalışmak insanin ömrünü yiyor yaf.

Bunun dışında şu süslü püslü patikler, bir saat boyunca ayağında durabilmiş değil, ama heves işte aldık ve sonra kaldırdık :) özellikle kraft'ın çıngıraklı patikleri on dakika ayağında durmuş değillerdir.

Sevdiğim Birkaç Şiir

KIRILGAN

Kırılgan bir çocuğum ben


Yüreğim cam kırığı

Bütün duygulardan önce

Öğrendim ayrılığı

Saldırgan diyorlar bana

Oysa kırılganım ben

Gözyaşlarım mücevher

Saklıyorum herkesten

Ürküyorlar gözümdeki ateşten

Ürküyorlar dilimdeki zehirden

Ürküyorlar o dur durak bilmeyen

gözükara cesaretimden

Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum,

Bir yanı çılgın dağ doruğu.

Oysa böyle yapmasam ben

Nasıl korurum içimdeki çocuğu?

Bir yanım çılgın nar ağacı

Bir yanım buz sarayı.
 
MURATHAN MUNGAN
 
 
 
 
YAŞAMAYA DAİR


1

Yaşamak şakaya gelmez,

büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

bir sincap gibi mesela,

yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,

yani bütün işin gücün yaşamak olacak.



Yaşamayı ciddiye alacaksın,

yani o derecede, öylesine ki,

mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,

yahut kocaman gözlüklerin,

beyaz gömleğinle bir laboratuvarda

insanlar için ölebileceksin,

hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,

hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,

hem de en güzel en gerçek şeyin

yaşamak olduğunu bildiğin halde.



Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,

yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,

hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,

ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,

yaşamak yanı ağır bastığından.

NAZIM HİKMET

Bu şiirin diğer bölümleri de var bu bölümünü merak ettiyseniz, diğer bölümlerini de google'dan aratarak bulup okuyabilirsiniz.

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Renkli kumlarla Vazo süsleme



dekoratif kumları sırayla döktüm. vazoyu kimi zaman bir kumu döktükten sonra hafif meyilli hale getirdim kumlar yere paralel durmasın hafif meyillensin diye. sonra bir çubuğu, (bu örgü şişi olabilir, mangal şişi olabilir :) ) vazonun yukarı kenarından, aşağı kenarına kadar dikkatlice indirdim. bazı yerlerde bozulmalar oldu, bunun temel sebebi vazonun düz değil de bombeli yapıda olması.

bir de böyle bir çalışma deneyecekseniz, siz siz olun, çiçekleri içine yerleştirin bir şekilde ondan sonra kumları dökmeye başlayın, cünkü kumlarla dolan vazoya çiçekleri yerleştirmek oldukça zor.

Mavi Çiçekli Sehpa Ne Halde :))

http://hobimelekleri.blogspot.com/search/label/ah%C5%9Fap%20boyama

aslında altındaki sehpa bu olan, ama minik melek tuana'mızın odasına uymadığından üstüne diktiğim örtüyle kamufle olan sehpa :)





üstteki tül, pazarlarda parça kumaş satan bir yerden 1 tl ye alınmış perdelik bir kumaş. altındaki de yine kumaşçıdan aldığım dertsiz masa örtüsü. sağolsun kumaşçı bana yuvarlak olarak da kesti. ben de uçlarını yarım yamalak dikiş bilgimle homemaxx makinemle :) bastırdım. sonra kullanma konusunda en ufak fırsatı kaçırmadığım sıcak silikon tabancamla hem üstteki tülün, hem alttaki dertsiz örtünün ucuna, şimdi aklıma gelmeyen o pembe şeritleri monte ettim :)

TUANA ANI KALEMİ VE DEFTERİ






EVEEETT yine son derece süslü kalem ve defterimiz :)

tüyü eminönü'ndeki şark han'ın en üst katında köşedeki bebek şekeri malzemeleri satan bir dükkandan aldık. üstünü boncukçularda satılan savaroski kalp şeklindeki taşlarla süsledim. ucuna tükenmez kalem içinden çıkardığım ucu taktım, o bölümü gözükmesin diye pembe kurdeleyle sardım ve bitti.


deftere gelince;
kalın kapaklı düz bir defter aldım, malum kumaşımızla, kağıt kaplarla defter nasıl kaplanıyorsa o şekilde  defteri kapladım. üstüne yine kapı süsünde kullandığım ütüyle yapışan taşlarla TUANA ismini yazdım ütüyü bastır kaldır metodu kullanarak bu taşları kumaşa sabitledim. sonra fimo hamurundan yaptığım çiçeklerle defteri süsledim. çiçeklerin göbeklerindeki pırıltıyı da fimo hamurunu fırınlamadan önce tabaka halinde 4.5-5 tl ye satılan imitasyon gümüş varaktan bir parça üstüne koyup, iki parmağımın arasına alıp hafifçe bastırarak sağladım. sonra bu göbeği asıl gövde çiçeğe monte edip fırınladım.

pişen fimoları da sıcak silikonla deftere yapıştırdım.

TUANA ODASI PASPASLARI


eveeeett minik melek tuana'mızın paspasları :)

yapılışıları

ÇİÇEK PASPAS

yine kumaşçılardan öncelikle beğeniye göre kumaş alınır. kalıp çıkartılır. ben kalıbı büyük servis tabaklarından beş tanesini yağlı kağıdın üstüne koyarak çıkardım. büyüklüğü isteğe göre ayarlanabilir.

sonra kumaşı kalıbıma göre kestim. içine kumaşçılarda satılan o slikon elyaftan koydum altına başka bir kumaş koyarak diktim. üstündeki kumaşları da BİM'den aldığım homemaxx marka son derece uyduruk ama iş görür makineyle (bu arada dikiş dikmekten çok anlamam :)  ) aplike yaptım. hayatımda ilk kez yaptım bu aplike olayını da :)) işte bu kadar bitti.



KUŞ PASPAS

çiçek paspastan kalıp çıkarma anlamında çok daha zor bir paspas oldu bu. yine bilgisayardan bir kuş çizimi buldum. bunu eşimle birlikte büyük bir yağlı kağıda çizdik (ki eşim eletronik ve haberleşme mühendisi olmasına rağmen çizim konusunda çok yeteneklidir) zemindeki pembe kumaşı ayrı, kanatları ayrı, ayakları ayrı çizdik. göz ve gaga zaten basit.

neyse çiçek paspasta olduğu gibi yapıldı. yalnızca gaga ve ayak, alt ve üst kumaş dikilirken araya konulup dikildi. kanat bölümü yine kalıp çıkarılıp alt ve üst kumaşlı olarak yapıldı ve üstten gövdeye dikildi. göz aplike yapıldı. :)

kuşun tek ayaklı olmasını eleştiren (ki ayağını dikmek konusunda çok zorlandım gerçekten, çünkü dikiş konusunda çok tecrübesizim, o yüzden ikinci ayağını dikmedim :)  ) eşim olmaz dedi bu tek ayaklı, çok biliyorsan o zaman kendin dik dedim ve eline aldı iğne ipliği benim şöyle şöyle yapacaksın dememle ikinci bir ayak daha dikti, al dedi işte, üstelik seninkinden çok daha güzel oldu... bu arada gerçekten el dikişiyle yaptı ve benimkinden güzel olmuştu. iki ayak farklı yapılarda olduğundan eşimin yaptığını eklemedim :p :)) hatıra duruyor :))

TUANA KAPI SÜSÜ


minik melek tuana'mızın kapı süsü...

yapılışı:

babayla birlikte mukavva üzerine bir bulut çizilir, kesilir ve bundan iki adet yapılır. bunlar bizim kalıplarımız olacaktır. sonra bu kalıplara, kumaşçılarda satılan slikonlardan alınır bu kalıpların boyutunda kesilir ve yapıştırılır. puf puf olması sağlanır. daha sonra yine kumaşçılardan bulutumuzun hangi renk, desen, dokuda olmasını istiyorsak, ona göre kumaş alınır ve iki bulut ayrı ayrı kaplanır. sonra bu alt ve üst olarak kaplanan bulutçuklar, birleştirilir. birleşme yeri belli olmasın diye de o pembe tüyler sıcak slikonla yapıştırılır, böylece kamufle işlemi de olmuştur.

TUANA ismini tuhafiyecilerden aldığımız harflerle yaptım ama gözüme biraz sade geldiği için eminönü'ndeki parlak taş satan yerlerden aldığımız ütüyle yapışan taşlarla ekstra kontür çektim. daha bir şatafatlı oldu :) biraz süslüyüz efenim :))

HOŞ GELDİN yazısını da bilgisayardan beğendiğim bir fontu (ki yüzlerce font taradım bunun için) büyük puntolarla çıktı aldım. o yazıya bakarak işte ütüyle yapışan taşlarla kumaşın üstüne yazıyı yazdım. burda yaşadığım bir handikap oldu, seçtiğim zemin kumaşı, kadifemsi bir kumaş olduğu için taşları yerleştirmek inanılmaz zor oldu. neyse ki azmin sonu selamet misali bitti. üstüne dikkatlice bir tülbent yerleştirdim ve ütüyü sıcaklaştırdıktan sonra normal bir kumaş ütülüyor gibi ütüyü sürterek değil, ütüyü bastır, kaldır; bastır, kaldır şeklinde yaptım. niye derseniz, tabi önce normal ütü yapar gibi yaptım harfler dağıldı cünkü satılan alınan hazır kalıplar gibi bir yere sabit olmadığı için bu benim dizdiğim taşlar, her an dağılma riski taşıyorlardı. o nedenle de ilk dağılan harften sonra akıllanıp ütüyü bastır kaldır metodunu keşfettim :) böylece harflerimizi de yapmış olduk.

eşimle tasarladığımız bu kapı süsünün damlasına sıra geldi :) tuana isminin bebek isimleri sözlüğünde anlamına baktığınızda karşınıza "cennete düşen ilk yağmur damlası" tabiri geliyor. (bu uydurmasyon anlam, başka bir yazımda kökenine ineceğim tuana isminin de ;)  ) işte bu yağmur damlasından yola çıkarak, bir de bu buluttan damla düşmesi gerekiyor kanısına kapıldık işte tuana'mız o damlaydı aslında... bulut yapımında olduğu gibi aynen kalıplar, slikon yapıştırmalar, kumaş kaplamalar yapıldı. iki taraf birleştirilirken bu sefer tüy değil, gümüş renkli kurdele kullanıldı. ayrıca yine süslüyüz ya boncukçulardan aldığımız pırıltılı plastik boncuklarla süslendi damlanın etrafı. daha bir şatafatlı oldu :)

bu damla buluta, ince misina ile monte edildi. ayrıca yine etrafta buluttan sanki yağmur yağıyor izlenimi yaratmak için, misinaya kültür incileri dizildi seyrek seyrek, onlar da aynı mantıkla buluta iliştirildi.

son olarak hazırlanan bulut, göbek adı melek olan kızımızın melek kanatlarına iliştirildi :)

27 Mayıs 2011 Cuma

Eagle Eyes Trend Silikon Saatler

evet, indirdik.com üzerinden sipariş verdiğim ve çok kısa sürede elime ulaşan beyaz renkli içi beni, dışı sizi yakan saatim 4 gün sonra çöpü boyladı :)

işte ucuz etin yahnisi kara olurmuş, sözü kendini bir kez daha doğruladı. evde kullanmak için 9.90'a aldığım canım saatimi sadece 5760 dakika kullanabildim. dakikayı yazıyorum ki çok gözüksün :p yani günü yazınca 4 yazıyorsun bitiyor hemen. ama dakikayı yazmak öyle mi, koskocaaa bilmem kaç bin dakika :)

yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım belki de ben su değdirmeseydim saate, şu an hala kullanıyor olabilirdim.

neticede eagle eyes saatiniz varsa siz siz olun su değdirmeyin. içine kaçmasa su, metal kısmını paslandırıyor vs.. :)